Türkiye–Çin Ekonomik Dengesizliği Nasıl Kapanır?
İthalat/ihracat dengesi, teknoloji ortaklıkları ve yerel üretim potansiyeli üzerinden bir çözüm arayışı
Dengesiz bir başarı hikâyesi
Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkiler, son 20 yılda adeta bir ivme kazandı.
2001’de 1 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmi, bugün 50 milyar doları aştı.
Ancak bu büyüme, tek taraflı bir denge bozukluğunu da beraberinde getirdi:
Türkiye Çin’den 45 milyar doların üzerinde ithalat yaparken, ihracatı yalnızca 5 milyar dolar civarında kalıyor. Bu tablo, “ticari başarı” olarak algılansa da ekonomik bağımlılık riski taşıyor.
Çin, Türkiye’nin ithalatında Almanya’dan sonra ikinci sırada; ihracatta ise ancak 13. sırada yer alıyor.
Yani mallar Çin’den Türkiye’ye akıyor, fakat aynı ölçekte geri dönüş gerçekleşmiyor.

🔹 Sorunun kaynağı: Üretim farkı ve teknoloji açığı
Bu dengesizliğin ardında iki temel faktör bulunuyor:
- Teknoloji yoğun üretim farkı
- Değer zinciri entegrasyon eksikliği
Çin, 1980’lerden itibaren “düşük maliyetli üretim” modelinden “yüksek teknoloji ihracatı” modeline geçti.
Bugün ihracatının yüzde 35’i; elektronik, yenilenebilir enerji, elektrikli araç ve makine sektörlerinden geliyor.
Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği malların büyük kısmı da bu alanlarda:
- Elektronik komponentler,
- Makine parçaları,
- Kimya ve enerji ekipmanları,
- Güneş paneli ve batarya sistemleri.
Buna karşın Türkiye’nin Çin’e ihraç ettiği ürünlerin çoğu düşük katma değerli hammaddeler: mermer, krom, pamuk, gıda ürünleri ve demir çelik.
Yani ticaret hacmi artıyor ama katma değer dengesi Türkiye aleyhine büyüyor.
🔹 Çözüm 1: Teknoloji ortaklıkları ve üretim üsleri
Ticari dengesizlik, yalnızca ihracat artışıyla kapanamaz; üretim ortaklıklarıyla dengelenir.
Çinli şirketler, Türkiye’de üretim ve Ar-Ge yatırımları yapmaya başladı —
örneğin BYD’nin 1 milyar dolarlık elektrikli araç fabrikası, Manisa’da 2026’da üretime başlayacak.
Bu tür yatırımlar, Türkiye’nin teknoloji transferi için altın fırsatlar yaratıyor.
Ancak bunların sayısı ve niteliği artmadıkça “montaj ekonomisi” riski sürer.
Türkiye’nin hedefi; Çinli şirketleri sadece “pazar” olarak değil, “ortak üretim ortağı” olarak konumlandırmak olmalı.
👉 Bunun için üç politika önerisi:
- Yerli katkı payı zorunluluğu: Çinli yatırımların tedarik zincirinde Türk firmaların yer alması.
- Teknoloji paylaşım anlaşmaları: Ortak Ar-Ge merkezleriyle bilgi birikiminin aktarımı.
- Üniversite-sanayi köprüleri: Çinli yatırımcılarla Türk üniversiteleri arasında proje fonları kurulması.
🔹 Çözüm 2: Akıllı ihracat stratejisi
Türkiye, Çin pazarına yalnızca gıda veya hammaddelerle değil; tasarım, teknoloji ve marka gücüyle girmeli.
Çin’de orta sınıfın hızla büyümesi, yeni tüketim alanları açıyor:
organik gıda, moda, sağlık turizmi, oyun, film ve dijital hizmetler.
Bu sektörlerde Türkiye’nin güçlü bir imaj potansiyeli var.
Örneğin Türk dizileri Çin platformlarında izleniyor, “Made in Türkiye” gastronomi markaları dikkat çekiyor.
Bu kültürel ve ticari unsurlar birleştirildiğinde, Türkiye Çin’de niş pazarlar oluşturabilir.
🔹 Çözüm 3: Lojistik merkezli üretim stratejisi Türkiye, Çin mallarının Avrupa’ya taşınmasında zaten stratejik bir rol üstleniyor.
Ama bu lojistik gücü yalnızca transit geçiş olarak kalmamalı.
Orta Koridor ve Marmaray hattı, Türkiye’yi “dağıtım merkezi” olmaktan çıkarıp “üretim merkezi” haline getirebilir.
Limanlar, serbest bölgeler ve teknoloji parkları; Çin–Türkiye ortak üretimi için kullanılmalı.
Böylece Türkiye, yalnızca ürünleri taşıyan değil, üretilen ve ihraç edilen ülke konumuna geçebilir.
🔹 Sonuç: Rekabet değil, akıllı tamamlayıcılık Türkiye–Çin ekonomik dengesizliği bir rekabet sorunu değil; model farkı sorunudur.
Türkiye’nin hedefi, Çin’le yarışmak değil; Çin’le birlikte değer zincirinin üst halkasına tırmanmak olmalıdır.

Çin’in sermayesi, Türkiye’nin stratejik konumu ve genç insan kaynağı birleştiğinde;
bu dengesizlik bir tehdit değil, bir dönüşüm fırsatına dönüşebilir.
Yazan: Türkiye–Çin Stratejik Araştırmalar Merkezi Analiz Ekibi
📅 Yayın tarihi:
📚 Kaynakça
- T.C. Ticaret Bakanlığı – Dış Ticaret İstatistikleri (2024)
https://ticaret.gov.tr
→ Türkiye–Çin ticaret hacmi: 2024’te 48,2 milyar USD (ihracat 4,7 / ithalat 43,5). - TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) – Ülkelere Göre Dış Ticaret Verileri, 2023–2024
https://data.tuik.gov.tr - UN Comtrade Database – China–Turkey Trade Flow 2024
https://comtradeplus.un.org/
→ Küresel karşılaştırmalı veri. - BYD Company Ltd. – Basın Bülteni, 2025
→ Türkiye Manisa’daki 1 milyar $ yatırım ve üretim planı. - OECD Investment Policy Reviews: Türkiye (2024 Edition)
→ Türkiye’nin yabancı yatırım stratejisi ve teknoloji transferi politikaları. - World Bank Open Data – Trade and Competitiveness Indicators (2025)
→ Orta Koridor ülkeleriyle karşılaştırmalı üretim verimliliği göstergeleri.